24 Mayıs 2015 Pazar

ÖLÜDENİZ, FETHİYE MACERAMIZ - 15 MAYIS 2015

Herkese Merhaba,
İnstagram'dan takip edenler bilirler, 15-19 Mayıs tarihleri arasında, eşim ile beraber kısacık bir mola için Ölüdeniz, Fethiye yollarına düştük :). Bakalım neler yaşadık, nasıl fotoğraflar çıktı ortaya..

 Biz sevgili Miniş Hanım'la yollara düştük (kendisi bizim arabamız oluyor).Akşamüstü Ölüdeniz'e vardık.Otel seçimimizi booking.com aracılığı ile yaptık. Seçtiğimiz tarih aralığı, bahar sezonu olduğu için hemen hemen bu lokasyonda bulunan bütün otellerin fiyatları uygundu. Bizim için otelin anlamı şudur: güvenli, temiz ve denize yakın (mümkünse sakin bir yerde). Biz bu kriterlerden sadece sakinlik kısmını eleyerek (ki bilerek) şirin mi şirin Ünsal Hotel'i seçtik. Gece uykusu benim için çok önemli (eşim her türlü uyuyabiliyor) bu nedenle yakınında, yöresinde gürültü olmayan yerler tercihim. Fakat, bunu Ölüdeniz'de yapmak istiyorsanız, Ölüdeniz'in içinde değil de, yaklaşık 2 - 3 km. üst tarafında bulunan Hisarönü'nde kalarak becerebilirsiniz. Ölüdeniz hem çok küçük bir yerleşim yeri, hem de eğlence yeri bol; bu nedenle daha dağın yamaçlarında ki otelleri değil de, bizim gibi denize 2 dk. uzaklıktaki otelleri tercih ederseniz, geceler biraz uykusuz geçebilir. Bizim için aslında yine de sakin geçti, çünkü sezon dışı bir mevsim seçtik. Ben Mayıs ve Eylül aylarını tatil için en uygun zamanlar olarak düşünüyorum. Az insan, sakin deniz ve bol dinlenmece.

Ünsal Hotel'den çok memnun kaldık. Kahvaltısı açık büfe, bize gayet yetti ki, eşim de bende çok fazla tüketen insanlar değiliz. Akşam yemeği için ise her akşam başka bir yere gittik. Oda+Kahvaltı şeklinde idi rezervasyonumuz (550 TL civarında). Fakat, biz biraz geç kaldığımız için karar vermekte, fazla seçeneğimiz olmadı ama önceden davranırsanız dah uygun fiyatlı ve akşama yemeği dahi 4 -5 yıldızlı oteller bulabilirsiniz. Bizim öyle yıldız takıntımız olmadığı için, Ünsal Hotel bizim için süperdi. Burdan kendilerine çok teşekkür ediyorum. Ayrıca, Belcekız Plajı'na 2 dakika uzaklıkta olmamız , otel odamızın balkonundan Yamaç Paraşütü yapan insanları izlememiz için süper bir fırsat oldu.

İlk gün hemen kendimizi Belcekız Plajına attık. Deniz suyu ilk anda soğuk gelse de, bir kere girmeyi başarınca, gerisi geliyor. Biraz denizin tadını çıkardıktan sonra, akşam yemeği için TripAdvisor'dan yer bakınmaya başladık. Doğrusu, TripAdvisor bize çok yardımcı olmadı, sadece Hisarönü'nde 1. sırayı alan "Gelota Bianco" dondurmacısını denemeye karar verdik ve içimizdeki sesi dinleyip kendimizi Çin yemeği ile başbaşa bulduk (eşim de ben de bayılırız, Thailand gezimizi ayrıca yazacağım).

Ölüdeniz daha çok Ingiliz turistlerin tercih ettiği bir mekan olduüu için, yemek tercihleri de onlara yönelik haliyle ama Çin lokantaları da azımsanmayacak ölçüde. Bizim ilk tercihimiz "Shangai Blues Chinese Restaurant" oldu. Sadece Çin yemeğin'den oluşan bir menüye sahip olmasına rağmen, bizim bildiğimiz Çin yemekleriyle pek alakası yoktu. Biz kişi başı 40 TL' den Set Menü yemeğe karar verdik. Başlangıç, ana yemek ve makarna ya da pilav seçebileceğiniz bir menü. .Çok fazla birşey beklememek gerek, fena değldi diyebiliyorum sadece.

İkinci gün tekne turu yapmaya karar verdik. Pegas isimli tekne turunu tercih ettik. Kişi başı 25 TL ve yemek dahil. Kelebekler Vadisi+St. Nicholas adası dışında 3 koy daha gezdik. Keyifli bir geziydi. St. Nicholas denizinin temizliği ve tarihi örgüsü ile bizim favorimiz oldu.İkinci gün akşam yemeği için deniz kenarında bir meakn tercih ettik çünkü tene turunda verdükleri balık ve bulgur pilavı hem az hem de çok lezzetsizdi (biraz aç kaldık ve çok acıktık). Fish and Chips and buz gibi bir birayla günün yorgunluğunu attık.


Üçüncü gün, rotamız Saklıkent, Kayaköy ve Fethiye Kaya Mezarları oldu. Saklıkent kanyonu doğası ile süperdi. Girişi 6 TL olmakla beraber Müze kart geçmiyordu. Saklıkent'e giderken suya girilebilecek bir ayakkabı alırsanız yanınıza çok iyi olur, eğer yanınızda yoksa hemen orda 2 TL'ye lastik ayakkabı kiralayabilir ya da 10 TL'ye satın alabilirsiniz.

Saklıkent sonrası yolumuz Kayaköy'e doğru oldu. Tek kelime ile hayran kaldım. Hayalet köy dedikleri kadar var. Sadece sessizlik, muhteşem bir doğa ki bu durum bahar mevsiminden kaynaklı ve deniz. Mutlaka görülmesi gereken bir mekan.

Daha sonra Fethiye Kaya Mezarları'na uğradık fakat çok yorulduğumuz için içeriye girmedik, dışardan fotoğraf çekmekle yetindik.

Akşam yemeğimizi Hisarönün'de Hint ve Çin mutfağını birleştiren "Chinese Rose" da yedik. Burda da kisi başı 35 TL den Set Menü tercih ettik ama burda ne kadar yiyebilirsen gibi bir seçenek vardı. Yemekler orta seviyede idi. Pek fazla birşey beklememek gerekiyor. Ve, meşhur dondurmacı "Gelato Bıanco" yu akşam yemeğimizden sonra denedik ve gerçekten çok beğendik. Tavsiye ederim denemizi.

Ve, hüzünlü son gün... Ölüzdeniz Tabiat Parkı'nın keyfini çıkardık. Girişi paralı 6 TL kişi başı ve içerde sezlong 25 TL. Doğası ve denizi harika. Bütün gün denizin ve güneşin tadını çıkardık. Birşeyler yemek isterseniz hamburger 10 TL, biraz 12 TL civarında.

Bu kısa tatilimiz süresince, arabamız otelin park alanındaydı fakat etrafı gezmek için çıkınca bir daha yer bulamadık ve sokak arasına park ettik. Park yapmak günlük 7.5 TL idi. Park çok ciddi bir sıkıntı.

Baharın bu tür kısa tatiller için en güzel zaman olduğunu düşünenlerdenim. Doğanın uyanışını ve yeşilin her rengini görmek açısından bir fırsat bence.. Sizce??

Daha fazla fotoğraf ve paylaşım için Instagram'a beklerim.... @eskaivnas










































13 Mayıs 2015 Çarşamba

CAUDALİE İLE BAKIM..




Merhaba,
Benim gibi, çok kuru ve gergin bir cilt tipine sahipseniz, Caudalie ürünleri sizin için de bir seçim olabilir. Bu zamana kadar çok fazla ürün denemiş birisi olarak, parabenden uzak, içeriği tamamen doğal olan Caudalie serisini ben çok severek kullanıyorum. Cildim çok kuru (banyo sonrası, çok fazla geriliyor) ve yer yer lekelenmeler mevcut. 


Caudalie serisinin, yüz yıkama jeli, peeling ve whitening maskesini kullanıyorum. Nemlendirici olarak ise, lekeli ciltler için olan yüz kremini kullanıyordum. Nemlendirme özelliği, benim cildimin ihtiyacını çok karşılamadığı için, metnini çok duyduğum Kiehl's ürünlerini denemek istiyorum. Tester'larından anladığım kadarı ile, nemlendirme konusunda baya başarılı duruyorlar. Kullanmaya başladıktan sonra, buraya yorumlarımı yazacağım.



Yüz yıkama jeli, köpük halinde ve temizlemesi gayet iyi. Toniği ise, sürüldükten sonra cilde bir ferahlık veriyor kesinlikle. Ürünleri tamamen doğal içerikli olması benim için ayrı bir tercih sebebi olmuştur.
Peeling kremini haftada bir kere kullanıyorum. İçeriğindeki tanecikleri çok küçük olduğu için, cildimi kesinlikle çizmiyor. Yıkadıktan sonra, cildim yumuşacık oluyor.
Vinoperfect serinsin aydınlatıcı kremini ise, cildimin lekeli kısımlarına sürüyorum. Etkisi fena değil. Lekelerim için senelerdir savaş veriyorum. Öğrendiğim tek şey ise, krem ile asla geçmediği ve hafiflemediği. Uzman bir dermatolog ile görüşmekte kesinlikle fayda var.
Cildime çok iyi bakmayı adet haline getirmiş birisi olarak, doğal içerikli Caudalie ürünlerini severek kullanıyorum ve tavsiye ediyorum. Siz de benimle görüşlerinizi paylaşırsanız çok sevinirim.


Sevgilerle,
@eskaivnas